Göğün yağmak ve yağmamak arasında
Kaldığı o mavilikteyim şimdi.
Bir ağacın gövdesine uzanan gölgelikte,
Üstümde bir çalı kuşu
Kulağımda Mortiz sesi...
Ahmetlerin leylaları sevdiği mahalledeyim.
Semiz otu kokan Ayşe teyzenin
Hiç kırışmayan yüzündeyim.
Sarı bir dizeyim
Korkak ve titreyen ellerimin arasında
Alnımı tokatlar gibi yaz kış ...
Ben Umay'ım.
İnsanların üzerinden uçup
Hiç kimsenin görmediği bir uç...
Bir yanımın enkazından koşarken
Diğer yanımın uçurumuna düşüyorum yine.
Adı Mavi olan bir deve koştuğum yerdeyim
Üzerimde bir kedi
Dilimde sarı bir ıslık
'Yer yarılsada yerin dibine girsem'
Dediğim yerdeyim.
Bir yanım korkakça koşarken
Yarımımın bana yaz dediği dizedeyim.
6:45 cinayetlerine koşan bir kalemin izi..
Palyaçonun yüzündeki akan boyadayım.
Çocukluğumun geçtiği yerde
Asla yıkılmaz dediğim toprak evimdeyim.
Rüzgar esse sarsılmazdı dalları
Şimdi kepçenin ağzından dökülen toprakla beraber
Yıkılıyor kemiklerimin her milimi.
En çok oradayım işte.
Yıkılmaz dediğim şeylerin yıkıldığı yerde.
Ama en çok da
Kırık bir pencere kenarıyım.
Sağanak doldururken ölü kuşları üzerime,
Göğün yağmak ve yağmamak arasında kaldığı
o mavilikte
Hiç kırık olmayan
Kırık bir pencere kenarındayım.


Yorumlar